20081229

yıldız haritası kaydı, dilek tut.

"Alman bilim adamlarının hesabına göre 6.7 milyar insanın burcu değişti." hesaba bak. alman bilim adamları, isveçli bilim adamlarından daha aylak çıktı. gerçi bilim adamı diyince nedense hep aklıma, yıldız teknik üniversitesi tarafından, sağlamlığı üzerinden grayder geçirilerek test edilen borular geliyo. akara kukarayla para kazanan medya sektörü, bilim adamlarına duyduğu haset yüzünden planlı şekilde imaj zedelemeye çalışıyo olabilir mi acaba?

durup dururken boğa burcu olmuşum ben de. dengeli ve inatçı bi insanım artık. eskiden burçdaş bildiğim bi ünlü vardı o da bülent ecevit. artık şekspirle, freudla, picassoyla burçdaşım.

o değil de, bu haberin sebebi harika. "bugün kullanılan burçlar kuşağı, yaklaşık 2200 yıl önce dünyadan bakıldığında dünyadan görünen güneşin 12 takımyıldızına göre yer aldığı konuma göre hesaplanıyordu....ancak antik astrologlara göre güneş dünyanın çevresinde dönüyordu. Yani teorileri daha baştan hatalıydı." yıl: ~MS 2009

bugün bir yerden gelecek parayı beklemektense iş hayatımda atak olmam gerektiğinin farkına vardım sonuç olarak. sağol düseldorf üniversitesi, sağol posta, sağol rezzan.
herhangi bir linke (misal bi haberdeki okuyucu yorumlarına) tıklayınca yeni bir sekmede açılıp da browserın boyutunu değiştiren sitelere kıl oluyorum. soğuyorum o sayfalardan.
"mr. kamburiğyn man"
elti

20081220

1976 türkiye güzeliymiş bu hanımkız. benim için internette fütursuzca dolaşmanın bi ürünü. abinin direk gövdesi erekte olmuş. güzelimiz durumdan habersiz şekilde kameranın arkasına bakıyo ama soldaki teyze herşeyin farkında, tırsmış, kaçızlamak üzere.

20081219

n81

aha da mobil oldum ben; bu da cepten ilk blog entrim oldu. Vatana millete hayırlı uğurlu olsun!

20081215

süpırstişın

annem çok söylerdi zamanında: "el ve ayak tırnaklarını aynı zamanda kesme, mutlulukla hüznü aynı anda yaşarsın" diye. dinlese miydim napsaydım? gerçekten hiç hoş bişi değil. halihazırda ruh hali saniyeler içinde değişebilen bi insan için hele...

ne içtiyse...

bu arada ibrahim kesin takılmaya başladı ordu'da. belli ki kafası çok acayip. anlaşılamayan bi dilde konuşmaya başlamış. selçuk söylediydi bu adam gizli gizli takılıyo diye de inanmadıydım zamanında. çok karanlık bi adam bu çoook.

bayram seyran

bayram ziyaretleri gerçekten çok acayip sosyal deneyimler. söz konusu olan çok sıkışık bir zaman dilimi ve özellikle yaşlıların evine bu sıkışık zaman diliminde uğrayan insan sayısı sosyal açıdan pek de sağlıklı değil. bir giriyorsun eve bir sürü tanımadığın insan, normalden çok daha şık giyinmiş bir şekilde minnacık bi odada dip dibe oturuyo. hele ki içlerinde "cana yakın" insanlar mevcutsa, bir de tanımadığın insanlarla şap şup öpüşüyorsun. ardından başlayan süreç ise gerçek anlamda korkutucu. bir sürü farklı yaştan, farklı kültürden, farklı çevreden insanın ortak konular üzerinden muhabbet etmeye çalışması süreci. hele ki aralarda yaşanan sessizlikler, değme gerilim filmine ders verecek nitelikte.

bu ortak nokta bulma çabaları genellikle gündemden potbori şeklinde geçiyo. misal bu bayram yemekteyiz programı revaçtaydı, sadece geçmesi için geçirilen ziyaret zamanı içerisinde baya bi yer doldurdu. ikramlar esnasında yapılan yemekteyiz esprilerini anmak bile istemiyorum.

bu ortak muhabbeti oluşturan konular 3.-4. bayram ziyaretinden sonra insana kabus niteliğinde dejavular yaşatmaya başlıyor ki bu da ayrı bir işkence. bir müddet sonra etrafındaki insanların hepsinin numara yaptığını zannetmeye başlıyor insan, aynı replikleri başka sahnelerde tekrarlar gibi görüyosun aile fertlerini. ('all the world’s a stage, and all the men and women merely players' diyip de günümüz berklerine meriçlerine balık tutmayı öğreten şekspiri bu bağlamda düşüneceğimi hiç sanmazdım.)

ufak bir tüyo: evde bir evcil hayvan ya da ufak bir bebek varsa ortamı acayip rahatlatıyor. sessizlik mi oldu ver elini agucuk gugucuk.

20081207

mutsuzluk/tu

kulağın ta içine giren kulaklığım bozuldu. zaten çok yampiri bişeydi, belliydi bozulacağı. gittim yeni bi tane aldım. bu sefer kulağın ta içine girmiyo, bu durum rahatsızlık veriyo. şundan 2-3 ay önce diğer durum yüzünden mutsuzken, bu sefer tam tersi beni mutsuz etti. ama o da geçti, bu yeni kulaklığa da alıştım. eminim ki şimdi kalkıp farklı tip bi kulaklık alsam yine bi müddet acayip rahatsız olucam. dengesizim, dengesizsin, dengesiziz.

bedel of esaretion

nerden aklıma geldiyse. ibrahimdeki cdlerin üzerinde yazıyodu bu isim. "shawshank redemption" denmek istenmiş. aklıma geldikçe gülerim hala.
!!!

arog

çok kötüydü. aradan sonrası özellikle berbattı. ne yaparsam satar mantalitesi olmuş biraz sanırım. anıra anıra, ağzımdan salyalar saçarak gülmek vardı gönlümde. olmadı, olamadı.

20081205

facebookta mahallenin delisini de buldum ya...