20081003

new release

hayatımda o kadar çok değişiklik oldu ki şu son dönemde. bi yandan hayatıma girenler - çıkanlar. bi yandan okulla ilgili şeyler.

master bitti, doktora başladı. bi buçuk yıl sonra derslere girmeye başladım yeniden. detection & estimation theory dersine girdim ilk defa, sınıf ortamını özlemişim sanırım. cmpe den de computer vision alıyorum, ilk ders baya motive ediciydi. bi de bayesian methods & machine learning diye bi ders alıyorum. yeni bi hoca, ilk hafta henüz trye dönmediği için ders yoktu ama ilgi çekici bi derse benziyo. hoca basist, müzik işlemeyle ilgili baya bi çalışması var, bu minvalde bi de proje falan yaptırırsa derste bu dönem baya bi eğlenceli olacağa benzer.

resmen yeni bir yıla giriş yaptım. her yönüyle. sartre'ın akıl çağı romanı geçen seneki ruh halimi yansıtıyo gibi. mathieu misali ne yaptıımın farkında değildim. bıçağı elimin ayasına soksam hissetmezdim, o derece. kitabın bitişi beni etkilemişti, değişikliğe ihtiyaç duymuştum bişekilde. zaten sartre'ı ne zaman okusam etkileniyorum, garip bi büyüsü var.

"Bir hiç için bir sürü gürültü" diye düşündü. Hiç için: Bu yaşam ona bir hiç için bağışlanmıştı, kendisi hiçti ve buna karşın değişmeyecekti artık: O olmuştu, tamamlanmıştı. Ayakkabılarını çıkardı ve bir an, koltuğun kenarına oturmuş, elinde ayakkabısı, hareketsiz kaldı: Boğazında hala romun şekerli sıcağı duruyordu. Esnedi; günü sona ermişti; gençliğiyle de işi bitmişti. Denenmiş, tartılmış ahlak kapıları şimdiden, usul usul, gizlice ona yardım öneriyordu: Doğru yolu bulmuş bir epikürizm vardı, gülümseyen hoşgörü vardı, alınyazısı ve sorumluluk kavramları vardı, stoisizm vardı; kısası işini bilen bir keyif ehli ustalığıyla boşa yaşanmış bir yaşamın her an tadına bakmak için ne gerekiyorsa hepsi vardı. Ceketini çıkardı, kravatını çözmeye davrandı. Esneyerek, kendi kendine tekrarladı: "Gerçek bu, her şeye karşın gerçek; akıl çağına gelmişim ben." -Sartre, J. P., Akıl Çağı.

Hiç yorum yok: